HDP başta olmak üzere ve diğer demokrasi güçleri olarak; seçim sathına girilmesinden bugüne, yapılan yanlışları ve eksiklikleri açık seçik tartışmak zorundayız. Acı olsa da gerçeklerle yüzleşme cesareti göstermek; daha etik, aydınlatıcı ve öğretici olur. 2023 Mayıs seçiminin iki tarafı vardı. Bir yanda iktidarda olan Erdoğan ve Ergenekon ittifakı ile diğer yanda HDP ve Demokrasi güçlerinin ittifakı. Altılı masa dâhil, bütün diğer muhalefet partileri; HDP ve Demokrasi güçlerinin yanında değil, devletin yanında olduklarını her zaman göz önünde bulundurmak gerekiyor. HDP ve demokrasi güçleri için; altılı masa dâhil bütün muhalefet partileri, ya kazanılacak yâda tarafsızlaştırılacak kümeyi oluşturuyor. Seçimde; iktidarı ve muhalefeti karşı tarafta birleştiren yanlış taktik ve tutumlar, HDP ve demokrasi ittifakını yenilgiye götürdü. Tek adam rejimi; HDP ve diğer demokrasi güçlerini ve altılı masayı; aralarındaki çelişkilerinden faydalanarak, para ve iktidar gücünü kullanarak, muhalefette kesintisiz krizler çıkartarak, parçalayıp bölerek, başkanlık seçimini ve meclis çoğunluğunu kazandı. Rejimin; aralarındaki çelişkilerden yararlanarak, demokrasi güçlerini ve Millet ittifakını bölmenin neticelerinden biri; TİP’in ve İYİ Partinin oy pusulasında ayrı yer alması ve krizler silsilelerine neden olmalarıdır. HDP’nin; TİP krizini, CHP’nin de İYİ parti krizini yönetememiş olmaları ve krizler silsilesi, birleşmiş muhalefetin parlamento çoğunluğunu ve Cumhurbaşkanlığını kaybetmesine mal olmuştur. Sandık güvenliği ve seçmen iradesinin yönetime eksiksiz yansımasını sağlamak, iktidarların değil, muhalefetin asli görevlerinden biridir. Oy kaydırma, “cambaza bak” misali “ekrana bak” oyunu, yalan ve algı operasyonu ve her türlü hile, rejime içkindir. Tek adam rejimini hile yaptı diye suçlamak ve hile yapıldı diye seçimi kaybettik savunması, yanlış yere savurur. Çünkü otokratik rejimden; adil, demokratik ve şeffaf seçim beklentisinin sonucu her zaman hüsran olur. Müesses Nizam; hileden, kendi kendine vaz geçmez. Ancak muhalefetin, aldığı sıkı önlemlerle hile yapması engellenirse veya en aza indirilirse seçim kazanılır.

KAZANACAK ADAY

Kılıçdaroğlu’nun; Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanması, gerici, ırkçı ve tekçi resmi ideoloji üzerine oturan “Paradigmanın iflası olabilirdi. Gelişmiş burjuva demokrasilerinde “Obamalar” seçilebiliyor. Gelişimi engellenmiş Türkiye demokrasisinde bunu denemenin zamanı bu seçim değildi. Bu seçimde yakalanacak ana halka Erdoğan’ın seçimi kaybetmesi ve ülkenin rahat bir nefes alması idi. 2023 Mayıs seçimleri için, Kılıçdaroğlu’nun; kazanacak aday olmadığını, basılı yayın ve internet ortamında defalarca yazdık. Fakat Kılıçdaroğlu’nun adaylığı açıklandıktan sonra, kazanması için veya seçimin en azından hüsranla sonuçlanmaması için, elimizden gelen her türlü çabayı sonuna kadar yaptık. Seçimler; doğru aday ve doğru güçler dizilimi ile daha başlangıçta, seçim sathına girildiğinde kazanılır. Kültürel, etnik, inanç, dil vb zeminine oturan gerici Türkiye siyasi fay hatları dengesi, Kılıçdaroğlu’nun aleyhinedir. Toplumsal fay hatları haritasının belirlediği siyasi haritalar, oy depoları ve tekçi resmî ideolojik körlüğün, seçmenlerin oy renginin belirlenmesindeki etkisi yadsınamaz. On yıllarca, negatif enerji bombardımanına tutulan, sonuna kadar gerilmiş ve hassaslaştırılan toplumsal fay hatları; tekçi demokrasilerin seçimlerinde, hala geçer akçedir. Geçmişten bugüne, tekçi resmî ideoloji üzerine oturan, ırkçı müesses nizamın, propaganda tazyikinden etkilenmeye müsait siyasi zeminde Kılıçdaroğlu’nun seçilme şansının zayıf olduğu belli idi. Kılıçdaroğlunun adaylığı, tabiri caiz ise “Müslüman mahallesinde salyangoz satma” cesaretidir. Ama gerici zeminde sonucu belli seçimdir. Türkiye demokrasisinin; “Obamaları” kaldırabilecek gelişmişliğe sahip olabilmesi de, CHP, İYİ, Saadet vb partilerinin değil, demokrasi güçlerinin mücadelesi ile olacaktır. 2023 Mayıs seçimlerinde; Erdoğan ile Ergenekon ittifakının seçimi kazanabilmesi için; en zayıf rakip olan Kılıçdaroğlu ’nün, adaylığının önünü açtılar ve cesaret verdiler. Devlet güçleri, Erdoğan ile Ergenekon iktidarını riske sokabilecek, İmamoğlu’nun veya Yavaş’ın adaylıklarının önünü tıkadılar. Erdoğan; Kılıçdaroğlu ve Akşener dışındaki bütün potansiyel adaylar karşısında seçimi kaybediyordu. Erdoğan’ın kazanmasında en büyük pay; “onlar belediye başkanı kalsın” diyerek, seçimi kazanma ihtimali en yüksek olan İmamoğlu’nun ve Yavaş’ın adaylığının önünü kesen ve kendi adaylığını dayatan, en zayıf aday Kılıçdaroğlu’dur. Kılıçdaroğlu‘nun adaylığını da en çok arzulayan, destekleyen, şişiren, yolunu açan, cesaretlendiren Erdoğan ve Bahçelidir. Eğer, rakibin (düşmanın) seni övüyorsa, sende bir yanlış vardır.” (F. Castro). “Bana sorulursa tercihim Kılıçdaroğlu ‘dur” (Basından, Devlet Bahçeli, 05- Aralık 2022) İmamoğlu, karşısında hiçbir şansının olmadığını gören Erdoğan’a; ne tesadüf ki (!) İmamoğlu’nun mahkûmiyet kararı yetişti. Meral Akşener; Kılıçdaroğlu‘nun, adaylığına son ana kadar karşı çıkmayarak, son anda da kriz çıkararak, kendi adaylık yolunu açma girişimi başarısızlıkla sonuçlandı, ama muhalefet cephesine büyük zarar vermiştir.

SOLDA BÜROKRATLAŞMA TEHLİKESİ

HDP’nin; geçmiş ve bugünkü yönetim kademesinin, kazanma şansı en az olan Kılıçdaroğlu’nu cesaretlendiren açıklamalar yapması ve kazanma şansı en yüksek olan Mansur Yavaş’ın, adaylığına şerh koyarak engellemesinin tek adam rejiminin sürmesindeki payı büyüktür. HDP’nin de desteği ile Ankara belediye başkanı olan “Mansur Yavaş”; Cumhurbaşkanı adayı olmaz” demenin hiçbir haklı gerekçesi yoktur. Demokrasi güçlerinin; mücadele araçlarından ve alanlarından sadece biri olan Parlamentoya, Cumhurbaşkanlığına ve seçimlerine hakkından misyon yüklemenin getirdiği yanılsamaların sonucu olan yanlışlardan biridir. Klasik deyimle bu seçimler “cenneti (demokrasi, özgürlükler) vb getirmeyecekti ama cehennemin kapılarını kapatabilirdi”. Kazanması kesin olan Mansur Yavaş’la; cehennemin kapılarının kapanma ihtimali vardı. Sadece, kendi tabanımıza ve mahallemize uygun aday önerileri ve politikalar Parti olarak HDP’nin ve seçmen tabanımızın lokalizasyonuna hizmet ediyor. Altılı masaya; Mansur Yavaşı önerebilecek kadar cesur politika üreten HDP, Türkiyelileşen partidir. HDP; Mansur Yavaşa şerh koyarak, karşı cepheyi büyütüp, kenetleştirerek, yenilgiye giden yola taş döşemiştir. Emek ve Özgürlük ittifakı, altılı masaya koşullar dayatma yerine, Türkiyelileşmeye yönelik politikalar ve aday önerileri yapmalı idi. Politikada; misyonunun hakkını yerinde ve zamanında yerine getirmeyenler; o misyonunu kaybeder. 1. Turda belirleyici güç, HDP idi. Fakat, HDP belirleyici güç olma misyonunu bütün Türkiye’ye aday önerileri ve politika yapma derinliği yerine, şu olur bu olmaz sığlığında harcadı. 2. Turda belirleyici güç “ATA İttifakında” oldu maalesef.