Mezopotamya Ajansı'nın haberine göre, iddianamede delil olarak gösterilen dayanakların kurgusal olduğunu belirten avukat Emre Aydın, bu yöntemin kumpas davalarında kullanıldığını anlattı.

'5. AĞIR CEZA'NIN REDDETTİĞİNİ 6. AĞIR CEZA KABUL ETTİ'

Savcının Nisan 2015’te 20 avukat hakkında iletişimin tespiti bağlamında İstanbul 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nden talepte bulunduğunu, ancak mahkemenin bu talebi reddettiği bilgisini paylaşan Aydın, mahkemenin söz konusu avukatların "örgüt üyesi" olduklarına dair somut delil olmadığı yönünde gerekçe sunduğunu aktardı.

Aydın, "Aslında tanıdık bir kumpas faaliyetine tanık oluyorduk. İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi bu talebi reddedince, savcılık itiraz ediyor ve itirazı değerlendiren İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi iletişimin tespitine karar veriyor" dedi.

6’ncı ACM’nin kabulü ardından Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) tarafından soruşturma başlatıldığını, hakimlerin görevi kötü kullanma nedeniyle görevden alındığını belirten Aydın, müvekkillerinin sanık değil, mağdur olduklarını belirterek, tahliye talebinde bulundu.

Barkın Timtik’in avukatı Çiğdem Akbulut, tutukluk haline tepki gösterdi. Çağdaş Hukukçular Derneği’nin (ÇHD) faaliyetlerinin iddianamede suçlama olarak yer aldığına işaret eden Akbulut, "Tutukluluğa devam diye verdiğiniz karar Akın Gürlek yargılamasının tutuklama kararıdır" dedi.

KOZAĞAÇLI: 'İHTİYARİ TUTUKLULUK'A RAĞMEN SAYI 5 KATINA ÇIKTI

Daha sonra söz alan Selçuk Kozağaçlı, bugüne değin yargılandığı hiçbir davada tahliye talebinde bulunmadığını, bu davada da bulunmadığını dile getirdi.

Kozağaçlı, mahkemenin de üç cümle ile tutukluluk halinin devamına karar verdiğine dikkati çekti.

1961 Anayasası öncesinde ağır cezalarda kovuşturma ve soruşturma zorunlu olarak tutuklu yapıldığını anımsatan Kozağaçlı, bu durumun daha sonra kalktığını ve ihtiyari tutukluluk durumuna geçildiğini paylaştı.

Buna rağmen tutuklu bulunanların sayısının 5 katına çıktığını söyleyen Kozağaçlı, "Bu hızla gidersek, kıta Avrupası liginden çıkıp Çin, Rusya ligine gireceğiz; tutukluluğun nüfusa oranı bindelik oranlardan yüzdelik oranlara ulaşacak" dedi.

‘BEŞ YIL YATAR ÇIKARDIM’

İhtiyari tutukluk hali nedeniyle yıllardır cezaevinde olduğunu belirten Kozağaçlı, şunları söyledi:

"Zorunlu tutukluluk olsaydı beş yıl yatıp çıkardım. İhtiyari tutukluk sisteminde kaç yıldır burada tutuluyoruz. Hollanda-Belçika belgelerinin 18 yılda sadece çuvalını gördük, içini bilmiyoruz. Zorunlu tutukluluğa geçsek en fazla Avrupa Konseyi ayıplar, kınar. Zaten kimsenin taktığı yok. Böylece bütün bu belirsiz pratiklerden de kurtulmuş olurduk."

'10 YIL BOYUNCA YASA İHLAL EDİLEREK TUTUKLULUK 5 YIL UYGULANDI'

Kozağaçlı, sözlerine şöyle devam etti:

“10 yıl sonra siz beni hâlâ ‘Adli Tıp Kurumu kararını bekliyoruz’ diye tutuklu tutmaya devam edecekseniz, meslektaşlarım kızmakta haklı. CMK’da tutukluluk süresi iki yıl, bir yıl uzatmayla üç yıl olabilir. Ama Türk ceza hâkimleri bunu inatla beş yıl olarak uyguladı. Uzatması kendisinden uzun tutuklama süresi olur mu? Yasayı yapanlar iki artı bir yıl dedi, hukukçular iki artı bir yıl dedi, hocalar aynı şeyleri söyledi, ama 10 yıl boyunca yasa ihlal edilerek tutukluluk süresi beş yıl uygulandı ve sonunda OHAL kararnamesiyle kitabına uyduruldu.”

'SONRAKİ DURUŞMADA ARTIRILMIŞ ALT SINIRI DA YATMIŞ OLACAĞIM'

"Beni tahrik eden, hakaret eden, birini caddenin ortasında çekip vursaydım, öldürseydim, 7,5 yıl ceza alacaktım. Ve infazım bu yılbaşında tamamlanmış olacaktı” diyerek sözlerini sürdüren Kozağaçlı, “Ben şu anda yasa dışı silahlı örgüt üyeliğinin alt sınırını yattım. Tekrar karşılaştığımızda, bir sonraki duruşmada TMK (Terörle Mücadele Kanunu) ile artırılmış alt sınırı da yatmış olacağım" diyerek, tepkisini dile getirdi.

Avukatların savunmalarının ardından iddia makamı, tutukluluk halinin devamını ve eksik hususların giderilmesini talep etti. Mahkeme, Selçuk Kozağaçlı ile Barkın Timtik’in tutukluluğunun devamına karar vererek duruşmayı 7 Eylül’e erteledi.