Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında dün sabah saatlerinde 21 ilde yapılan ev baskınlarıyla aralarında gazeteciler, avukatlar, siyasetçiler ve sanatçıların bulunduğu 128 kişi gözaltına alındı.

Duvar'dan Ardıl Batmaz'ın haberine göre, Gözaltına alınan isimler "örgüt üyeliği" iddiasıyla suçlanırken, soruşturma kapsamında halen birçok kişi hakkında yakalama kararı olduğu belirtiliyor.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili ve Diyarbakır 1. Sıra Milletvekili adayı Sezgin Tanrıkulu, Yeşil Sol Partililerin "siyasi soykırım" olarak yorumladığı operasyonları Gazete Duvar’a değerlendirdi.

‘GÜÇ BİZDE ALGISI YARATMAK AMAÇLI BİR OPERASYONDUR’

Diyarbakır merkezli operasyonlar için hazırlanan videoya değinen Tanrıkulu, “Operasyonun zamanlamasına, içeriğine, alınan kişilerin siyasal ve mesleki kimliğine ve operasyonun nasıl sunulduğuna bakıldığında sanki bombalar patlatılmış, silahlı eylemler hazırlığı içerisinde olan ya da silahlı eylem yapmış olan insanlar gözaltına alınıyor havası yaratılıyor. Halbuki hepsi evlerinde uyuyor” dedi.

Operasyonları, “seçimlere dönük siyasal bir operasyon” olarak değerlendiren Tanrıkulu, “İnsanlara korku, endişe yaratmak, halen sahada kalabilmiş sanatçıları, avukatları, gazetecileri çalışmalarının dışına itmek ve Türkiye’de ‘güç bizde’ algısı yaratmak amaçlı bir operasyondur” ifadelerini kullandı.

‘BEN EMİNİM, DOSYADA HİÇBİR ŞEY YOK’

Bu tür operasyonların geçmişte de yapıldığını hatırlatan Sezgin Tanrıkulu, operasyonlar neticesinde iktidarın amacının aksine Diyarbakırlıların "daha duyarlı hale geldiğini" belirtti.

“Diyarbakır’ın sırtını bugüne kadar kimse yere getiremedi bunlar da getiremez” diyen Tanrıkulu, şunları söyledi:

“Kimse dosyaya bakmasın diye bir gizlilik kararı vermişler. Ben eminim, dosyada hiçbir şey yok. En fazla bir itirafçı bulmuşlardır ve ona sağdan soldan bir yazı yazıp imzalatmışlardır. Bu tür operasyonlarda daha çok bunu yaparlar. Gerçekten dosyanıza güveniyorsanız neden hemen gizlilik kararı koyuyorsunuz? Gözaltına alınanların avukatlarla görüşmesi neden engelleniyor? Bu aslında yaratılmak istenen algının bir parçası. 30 yıl önce Tahir Elçi’yi, Meral Danış Beştaş’ı, birçok avukat arkadaşımızı gözaltına almışlardı. Hepsi beraat etti ve Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) tarihinin en ağır mahkumiyeti ile karşı karşıya kaldı. Bu da öyle olacak. Aradan geçen 30 yıla rağmen halen aynı yanlışlar sürüyor. Siyasal iktidar bunu isteyebilir ama yargı bu tür operasyonlarda aracı olmamalı.”

‘HER ŞEYİ NİYE KEMAL BEYDEN BEKLEYECEĞİZ?’

Diyarbakır merkezli operasyonların ardından Millet İttifakı’nın ortak cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklama yapmamasına yönelik eleştirileri de değerlendiren Tanrıkulu, “Sabah saat 09.00’da herkesten önce ben Diyarbakır Barosu’ndaydım. Katıldığım televizyon yayınlarında operasyonları en yüksek düzeyde kınadım. Bu haksızlığı yapmasınlar. Buradaki bu olumsuzlukları bütün Türkiye’nin duymasını sağladım. Partide bu iş zaten bana ait. Her şeyi niye Kemal beyden bekleyeceğiz? Yaptıklarımız, konuştuklarımız ortada” dedi.

Tanrıkulu, Millet İttifakı’nın iktidara gelmesiyle insanların, “Acaba kapım ne zaman çalınacak” endişesi yaşamayacağını belirtti.