Bu hafta gösterime giren 4 yabancı film gerilim ve aksiyon türü çeşitlemelerden oluşuyor.

AÇI REÇETE (SİDE EFFECT)

2 sene önce ‘Salgın’ (Contagion) ile geçen sene ise ‘Striptiz Kulübü’ (Magic Mike) ile ciddi bir takipçi kitlesinin beğenisini kazanan usta yönetmen Steven Soderbergh yine iddialı bir yapımla salonlara geliyor.

‘Acı Reçete’ (Side Effect) Soderbergh’in gerçek sorunları gerçekçi bir anlatımla sunduğu ve izleyen herkesten olumlu not alan filmlerinden sonuncusu.

Jude Law, Rooney Mara, Catherine Zeta-Jones ve Channing Tatum’un başrolleri paylaştığı yapım, cezaevinden çıkmak üzere olan kocasıyla tedavi aldığı psikiyatr arasında kalan genç kadının hem ölümcül depresyona hem de arzularına direnişinin öyküsü.

Scott Z. Burns’ün senaryosunu yazdığı film Burns ile Soderbergh’in ‘Salgın’dan sonraki yeni işi. Bugünlerde Planet of the Apes’in yeni versiyonu üzerinde çalışan Burns de filmin önemli güç kaynaklarından biri.

2012’den beri iki yapımcı firma değiştiren proje için Endgame Entertainment nihai imzayı attı.

Festivallerde prömiyer için sıraya giren film önce The Bitter Pill ismiyle duyurulurken Berlin Film Festivali’nde ‘Side Effect’ adıyla ‘altın ayı’ için yarıştı.

Box Office’te açılış haftasında üçüncü sıraya yerleşen yapım ilk hafta sonunda 10 milyon dolar kazandı.

Film her yönüyle eleştirmenlerden ve izleyenlerden hayli yüksek puanlar alırken, hikayenin psikiyatrik tedavi sürecine eleştirel yaklaşımı, müziklerin özgünlüğü, oyuncuların yüksek performansı ve yönetmen Soderbergh’in ustalığına vurgu yapılıyor. Güçlü hikayesinde Hitchcock’un izlerini görenlerin anlattıklarından anlaşılan yeni bir autor işi salonlarda bizi bekliyor.

LANETLİ KAN (STOKER)

Yönetmen Park Chan-wook’un çektiği ‘Lanetli Kan’ (Stoker) Alfred Hitchcock’un ‘Shadow of a Doubt’ filminden esinlerle başlayıp senarist Wentworth Miller’in özgün virajlarıyla ilerliyor.

Amcalarının ziyaret ettiği genç kız ve annesinin korkulu hikayesini anlatan film kamera önü ve arkasında güçlü bir ekibe sahip.

Nicole Kidman’ın yanı sıra Mia Wasikowska ve Matthew Goode’un başrolleri üstlendiği film geçtiğimiz yıl hayatını kaybeden Tony Scot’un ortak yapımcı kadrosunda yer aldığı son prodüksiyon.

‘Drakula’nın yazarı Bram Stoker’ın hem hikayesiyle hem soyadıyla etkilediği ‘Lanetli Kan’ için yapım ekibinin sıklıkla vurguladığı özellik, filmin bir drakula örneği olmadığı, psikolojik gerilim yönünün ağır bastığı şeklinde.

Yönetmen Chan-wook’un ilk İngilizce işi olan filmin senaryosu yazar Miller tarafından rumuzlu olarak onaya sunuldu. Senaryonun kendisini anlatmasını istediğini belirten Miller rumuz tercihini bu şekilde açıklıyor. 2010’da çekilmemiş en iyi 10 senaryodan biri olarak öne çıkan hikaye için Miller’ın altını çizerek söylediği en önemli şey, yapımın kesinlikle vampirler üzerine olmadığı.

Miller’ın aile draması, korku ve psikolojik gerilim olarak tanımladığı filmin müzikleri için Philip Glass ismi öne çıksa da daha sonra Clint Mansell bu işi üstlenmiş.

Eleştirmenlerin yüksek puanlarla güç kattığı ‘Lanetli Kan’ için seyircilerin de çoğunlukla olumlu yorumlar yaptığı görülüyor.

Yönetmen Chan-wook’un daha önceki filmlerinde hissedilen dramatik öğelerin yeterince iyi olmadığı yönünde eleştiriler dikkat çekerken kimi otoritelere göre film, yönetmenin gösterişli imgelerde ustalığı, karanlığa düşkünlüğü ve yarattığı gizemli karakterlerle anlatıma güç kazandırma yeteneğini vitrine çıkarıyor.

Anlatımdaki edebi ve sembolik niteliklerine vurgu yapılan ‘Lanetli Kan’ Sundance Festivali’nde gösterim şansı bulan yapımlardan biri.

BÜYÜK UMUTLAR (GREAT EXPECTATİONS)

Charles Dickens’in 13. ve aynı adlı romanından yedinci kez sinemaya uyarlanan ‘Büyük Umutlar’ (Great Expectations) Mike Newell tarafından yönetildi, David Nicholls tarafından senaryolaştırıldı.

Jeremy Irvine, Helena Bonham Carter, Holliday Grainger, Ralph Fiennes ve Robbie Coltrane’ın başrolleri paylaştığı yapım talihsiz bir çocuğun tuhaf bir şekilde talihle barışması ve feodal bir beyefendi statüsüne erişmesi üzerine kurulu.

Toronto ve BFI Londra Festivallerinde prömiyeri yapılan ‘Büyük Umutlar’ın senaristi David Nicholls, 2007’de çekilen ‘Babanı En Son Ne Zaman Gördün?’ ( And When Did You Last See Your Father) filminde birlikte çalıştığı yapım ekibi tarafından Büyük Umutlar’ın hikayesini yazması için görevlendirildi.

Charles Dickens’in orijinal romanının kendi çocukluğunu da tanımladığını söyleyen senarist Nicholls çocukluğundan beri hayranı olduğu yazarın kitabını uyarlama şansına sahip olmuş.

Dickens’ın başka bir romanını sinemaya taşımayı planlayan yönetmen Newell ise Büyük Umutlar’ı çekerken filmin nasıl biteceğine dair bir ikileme düştüklerini belirtiyor. Newell, Dickens’ın romanında daha olumlu bir son yazılmış olsa da kitaptaki duygusallıktan farklı bir aşk hikayesini öne çıkardıklarını, bunu yaparken de David Lean’ın 1949 yapımı aynı adlı filminden esinlendiklerini ekliyor.

Newell’in Harry Porter’ın da yönetmeni olduğunu hatırlatalım.

İNTİKAM BENİM (DEAD MAN DOWN)

Karısını ve kızını kaybeden bir adamın intikam için harekete geçmesi ve karşısına çıkan gizemli bir kadın ile allak bullak olması üzerine kurulu olan ‘İntikam Benim’ (Dead Man Down) heyecanlı olduğu belirtilen bir suç filmi.

Danimarkalı yönetmen Niels Arden Oplev’in ‘Ejderha Dövmeli Kız’dan sonra çektiği ‘İntikam Benim’ J. H. Wyman tarafından senaryolaştırıldı.

Colin Farrell, Noomi Rapace, Dominic Cooper ve Terrence Howard’ın başrolleri paylaştığı yapımda Rapace’ı Ejderha Dövmeli Kız’dan tanıyoruz.

Mart ayından başlayarak dışarıdaki sinemaları dolaşan filmin Ejderha Dövmeli Kız’ın başarısına ulaşıp ulaşmadığını bu hafta anlayacağız ama daha önce izleyenlerin ve eleştirmenlerin görüşlerine baktığımızda özellikle izleyicilerin biraz mesafeli olduklarını görüyoruz. ‘Oz Büyücüsü’ ile aynı hafta gösterime girmiş olmasına bağlanan gişe başarısızlığını da ekleyelim.

Profesyonel yorumlar Colin Farrell, Noomi Rapace gibi oyuncuların gücüne ve performansına onay verirken hikayeyi biraz ağır ve yetersiz buluyor.

Yaklaşık 30 milyon dolara mal olan yapım ilk Box Office haftasında 5.5 milyon dolar civarı hasılat elde etti. Sanırım filmin Hollywood yapım şirketlerini cezbederek yeniden çekilmesi için biraz daha gösterime ihtiyacı var. Tabii bunun meraklısı da değiliz.

( Burada da yazıyorum: http://perdedekisinek.blogspot.com/ )