AKP ile CHP, Dersim Katliamı üzerinden bir birine yüklenirken katliama ilişkin tartışmaları hamasetten öteye geçemedi.

Tayyip Erdoğan’ın Dersim Katliamı için 1990`lı yıllarda Güneydoğu`da uygulanan teknikler, 1930`un Dersimi’nden alınma olduğunu belirtmesi bile resmi ideolojiyi tartışmadığı müddetçe bir anlam ifade etmeyecek.

Kant’ın yaklaşımı ile söylersek AKP, bilginin imkânı ya da imkânsızlığına yönelik düşünceler çerçevesinde, “özne”nin ilişki kurduğu nesnenin görüntüsünün ardındaki gerçek özünü tanımlama çabası olan numene, yani asıl gerçekliğe bakmak yerine fenomenlere yani sadece görünenlere bakma eğiliminde olunca resmi ideolojiyi tartıştırmayan, engelleyen ve devletin kutsallığını korumaya devam eden bir anlayışı da sürdürmüş oluyor.

Dilinden tek millet sloganını eksik etmeyen AKP’nin, Dersim Katliamı’nın temelinde yatan Türk, Müslüman ve Sünni bir ulus devlet yaratma anlayışından hiç de uzak olmadığı görülüyor.

Dönemin gizli belgelerini, karanlık yanlarını açmadan ve ortaya çıkarmadan, görünüşte eski rejimle hesaplaşan ama rejim içi gerçekçi bir muhalefeti dahi sergileyemeyen bir AKP’nin, resmi ideolojinin gizli kolluk kuvveti olarak söylediği sözün bir değeri de olmuyor.

Başbakan, bir ilke imza atarak "Dersim Katliamı" ifadesini kullanırken, AKP'nin “30 Soruda Demokratik Açılım” kitapçığında 'Dersim Olayları' ifadesi yer aldı.

BDP' nin Dersim Katliamı’nın araştırılması için verdiği önerge, 12 Şubat'ta TBMM'de görüşüldü. AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, önergede yer alan "soykırımın" bir iddia değil, millete yönelik bir "iftira" olduğunu söyledi.

Bozdağ, Başkanlık Divanı'ndan "Türk milletini yaralayan, inciten önergenin işleme alınmamasını, düzeltilmesi için sahiplerine iade edilmesini" istedi.

Bu arada, önerge, AKP, CHP ve MHP'li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.

Buradan da anlaşılıyor ki bakmamak gerek bunların yüksek tondan konuşmalarına, ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.

Nasıl ki AKP topu taca (Ergenekon’a )atarak zevahiri kurtarıyorsa CHP de yine zevahiri kurtarmak adına kara kutuyu aç diyor.

Bakalım bu konuda CHP gerekeni yapacak mı? Gündeminde Dersim’ i ne kadar tutacak? “Dersim’de isyan bastırılırken, analar ağlamasın denildi mi?” diyen  CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen’i eleştirip ayağa kalkan, ardından Baykal’ın Onur Öymen’in açıklamasına dair, “talihsiz bir benzetme idi” demesinden sonra oturan bir Kılıçdaroğlu’nun ne kadar samimi olduğunu da göreceğiz.

Bu arada, Dersim'e ilişkin bölge halkının, Alevi örgütlerinin, demokratik kurumların hiçbir talebi bugüne kadar kabul edilmedi. Bunlar arasında, Dersim Katliamı’nın araştırılması, devlet arşivlerinin açılması, Dersim isminin iade edilmesi, Seyit Rıza'nın mezar yerinin açıklanması da bulunuyor.

O nedenle Dersim katliamına ilişkin belgelerin de açıklanması zor görünüyor. Mehmet Ağar'ın 'bir tuğla çekersek duvar yıkılır' dediği 'tuğla korkusu’, muktedirler açısından geçerliliğini koruyor çünkü.