Sanatçı, gazeteci, akademisyen ve aktivistlerden oluşan 106 kişilik Barış Grubu’nun Diyarbakır’da düzenlediği toplantıda barış çağrısı yapıldı.

Sümerpark’ta yapılan toplantıda Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin eşi Türkan Eçi ve Rakel Dink açılış konuşmasını yaptı.

‘HOŞGELDİN ACILI YALNIZLIĞIMA’

“Aslolan Hayattır – Silahlar Sussun, Zulüm Dursun, Barışı Konuşalım” yazılı pankatın önünde açılış konuşmasını yapan Türkan Elçi konuklara “hoş geldiniz” dedi:

“Bu kış her kıştan daha kış; ölümler kışlardan daha kış. Hadi gel öfkemize ip bağlayalım, o ipleri dipsiz kuyulara salalım. Baharlardan güller toplayalım; kurşunun keskin sesine biz gül atalım. Hoş geldin kardeşim, acılı yalnızlığıma hoş geldin.”

‘HOŞ BULDUK KARDEŞİM’


Hrant Dink’in eşi Rakel Dink de “Hoş bulduk kardeşim, yalnız değilsin demeye geldik” ifadesini kullandı.

Jinha’da yer alan habere göre, ‘Silahlar sussun’ mesajının verildiği toplantıda konuşan Rakel Dink, “Biz de elinizi tutmaya, ‘Kanlar akmasın’ demeye, ‘Bu günler bitsin’ demeye geldik. Kan akıtmanın sonu yok, toprak doydum demez. Biz ‘Yeter’ demeye geldik. Her tarafa bunu duyurmak istiyoruz. Ölümler, öldürülmeler dursun. Her yere seslenmeye geldik. ‘Kardeşçe insanca, mecliste, parlamentoda konuşun’ demeye geldik. Hiç kimseyi toprağa gömmek istemiyoruz” dedi.

Toplantıda mahalle muhtarları, çatışmalar nedeniyle okula gidemeyen öğrenciler, esnaflar da söz aldı.



“YARIN ÇOK GEÇ OLACAK”

Basın toplantısından sonra Balıkçılarbaşı semtindeki Sevgi Anıtı’na yürümek isteyen aydınlara polis “Çatışma devam ediyor. Güvenlik yok” diyerek izin vermedi. Bunun üzerine aydınlar Gazi Caddesi girişinde basın açıklaması yaptı. Çağrı metnini okuyan sanatçı Lale Mansur şöyle konuştu:

“Diyarbakır’dan bütün Türkiye’ye sesleniyoruz: Koşar adım iç savaşa gidiyoruz, farkında mıyız? Vatanın bölünmesinden kaygı duyanlara sesleniyoruz: Vatan bölünüyor, yürekler bölünüyor, farkında mıyız?

Savaş kararı alanlara sesleniyoruz: Kan-ölüm-yıkım üzerine iktidar kurulmaz. Bir durun, bir görün, bir anlayın; savaş kararınız kurşun olup, bomba olup, ateş olup insanları öldürüyor, doğayı, tarihi, kültürleri, insanlık mirasını, dostluğu, kardeşliği yıkıyor; farkında mıyız?

Ortak vicdanı temsilen sesimizi duyurmak için buradayız: Eller tetikten çekilsin, silahlar susturulsun, ölmeye öldürmeye son verilsin. Acilen çözüm masasına dönülsün, Meclis de sürece dahil edilsin, demokratik ortamda oturup konuşulsun.

Aslolan ölüm değil hayattır; aslolan insandır, insanın özgürlüğü, insanın mutluluğudur. Artık yeter! Çocuklarımızı kurban etmeyin, bizleri kurban etmeyin; geleceğimizi, bin yıllık kardeşliğimizi kurban etmeyin.

Yarın çok geç olacak, farkında mısınız?”