Dün İstanbul’da önemli bir sempozyum vardı. Aydın Üniversitesi’nin California Berkeley Üniversitesi’yle birlikte düzenlediği Arap Baharı Sempozyumu’nda Ortadoğu’daki devrimci süreç konunun uluslararası uzmanlarıyla masaya yatırıldı. AK Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Metin Külünk’ün de bir tebliğ sunduğu toplantıda en ilgi çeken konuşma, doğal olarak Bassam Haddad’ın Suriye hakkındaki konuşması oldu.
Bassam Haddad, George Mason Üniversitesi’nde Ortadoğu Çalışmaları Merkezi yöneticisi. Beş ay önce çıkan kitabı Suriye ekonomi politiği ve iş dünyası üzerine. Dünyada Ortadoğu siyasetinin en yaratıcı şekilde tartışıldığı Al Jadaliyyah sitesinin kurucusu. Arap Studies Journal adlı derginin kurucu yayıncısı. Annesi Suriyeli. Kendisini Lübnanlı olarak tanımlıyor ve Esad diktasının devrilmesi gerektiğini savunuyor. Haddad’la Suriye’yi konuştuk. 

Suriye’de şu an neler oluyor?
Yaprak kımıldamıyor. Ancak bu sükûnet yanıltıcı olmasın çünkü ne kadar uzarsa o kadar büyük bir gürültüyle sona erecek. Bu ateş Lübnan’ı da içine alarak Suriye’den bölgeye yayılacak. Rejim karşıtı askeri muhalefet geri çekildi. Mali ve askeri yönden gücünü topluyor. 

Esad’ı destekleyen nasıl bir koalisyon var?
Söylentilerin tersine Esad’ın çevresinde güçlü ve birbirine bağlı bir koalisyon var. Esad’ı genellikle azınlıklar, devlet memurlarının büyük bölümü, güvenlik güçleri, Sünni ve Nusayri orta sınıf ve burjuvazi destekliyor. Suriye nüfusunun en fazla % 35’i hâlâ Esad’ın arkasında. Ama kararsızlar da çok. 

Peki muhalefet?..
Zamanla Esad’ın koalisyonu dağılır diye düşünüyorduk ama çözülmeye başlayan Esad karşıtı muhalefet oldu. Bunun iki önemli nedeni var. Öncelikle bağımsızlıklarını yitirdiler. Bir de üzerine konsensüs oluşturma kapasitelerini büyük ölçüde kaybettiler. Suriye Ulusal Konseyi’ndeki altüst oluş ve Konsey Başkanı Burhan Ghalioun’nun istifası bu çözülmenin en bariz göstergesi. Suriye’de hâlâ bağımsız bir muhalefet var. Ancak hareketi koordine edecek şansları ve mekanizmaları yok. 

Türkiye’nin Suriye politikasını Suriyeliler nasıl görüyor?
İnsanların Türkiye konusunda kafaları çok karıştı. Rejimden ölümüne nefret edenler dahi konu Türkiye’nin müdahalesi olunca artık rahatsız oluyorlar. ABD, Katar ve Suudi Arabistan’ın Suriye’deki rejim değişikliğine bu kadar angaje olması ve bazı muhalefet gruplarının bu ülkelerin doğrudan desteğini alması, muhalefetin otonomisinin ortadan kalkmasına neden oldu. Ancak Katar ve Suudi Arabistan, Arap devletleridir. Başka değerlendirilir. ABD de süper güç. Türkiye ise farklı. Arap bir devlet değil. 100 sene önce Suriye’yi kendi devleti olarak gören bir emperyal sistemin vârisi. Şu anda Türkiye’ye çok yakın duran gruplar Suriye’deki desteklerini yitiriyor. Çünkü muhalefetin bağımsızlığı ortadan kalkıyor gibi görünüyor.
Türkiye, Suriye’deki demokratik değişime zarar veriyor. Türkiye’nin Suriye’yi içişi gibi görmesi çoğu insanı tedirgin ediyor. Herkes Türkiye’nin muhafazakâr Sünni ve mümkünse İslamcı bir Suriye cumhurbaşkanı ve yönetimi istediğini düşünüyor. Amaçlarının sırf demokrasi olmadığını biliyorlar. Ulusal Konsey, Türkiye’nin müdahaleleri nedeniyle otonomisini yitirdi, bağımlı bir yapı haline geldi. 

Esad ne yapacak?
Kısa vadede Esad’ın ciddi bir dönüşüme yeşil ışık yakması mümkün değil. Suriye’nin kan dökülmeden bir dönüşüm geçirmesi mümkündü. Belki hâlâ mümkün. Bunun için Esad’ın yeni düzende bir yeri olduğuna emin olması gerekirdi. Eğer Türkiye bu kadar angaje olmasaydı, diplomatik yollarla bu dönüşümün katalizörü olabilirdi. Rusya ve Çin de Türkiye’nin bu girişimini desteklerdi. Ama şimdi o şans ortadan kalktı.