Dinlediniz mi Davutoğlu’nun balkon konuşmasını! Sanırsınız seçimler Türkiye’de değil de Üsküp’te yapıldı! Ve sanki tek başına iktidardan düşen AKP değil de Alman yeşiller partisiydi!”

İnsan uzun zamandır hukuksuzluğa alışınca AKP’nin yasal olarak tek başına iktidar olması mümkün değilken bile “Yok arkadaş, bunlar ne yapar ne eder tek başına hükümeti kurarlar” diye düşünmekten de kendini alamıyor! E tabi sonuçta bir Müsteşarının “Kırın kapısını, alın o gazeteciyi, Savcı izin vermiyorsa savcıyı da atın içeri… Gerekirse yasa yaparız sizin yaptığınızı suç olmaktan çıkarırız” diye emniyet güçlerine emirler yağdırdığı bir ülke bu ülke!

Üstelik öyle bir iktidar ki bu iktidar her fırsatta Özal’ı örnek aldığını söylemekten de geri durmuyor! E tabi örnek alınan kişi Özal olunca hukukla ilgili kaygı duymamak da mümkün değil tabi! Ne demişti vakti zamanında Özal “Anayasayı bir kez delmekle bir şey olmaz” demişti! Tevekkeli özellikle son 13 yılda delik deşik edildi Anayasa! Ama işlerine gelen kısımları hep durdu! Yüzde 10 barajı mesela onlardan biriydi!

Lakin öyle bir seçim süreci yaşandı ki 7 Haziran 2015 seçimlerinde, baraj hesabı da, tek başına iktidar hesabı da, Başkanlık sistemi hesabı da hepsi geri tepti! Bu seçimlerde “Seni Başkan yaptırmayacağız” diyenler kazanırken Başkanlık hayali olanlardan biri balkondan Üsküp’e ve Saraybosna’ya selam gönderdi, öteki yazılı bir açıklama yaparak “Ülkemiz için hayırlı olsun” dedi!

Erdoğan’da böyleydi! Ne zaman bu ülkede bir hareket olsa, diyelim ki Erdoğan bir balkon bulup balkona çıkıp konuşma yapsa “Üsküp’e, Saraybosna’ya, Buhara’ya” selam gönderiyordu! Sanırsınız seçimler Türkiye’de değil de Üsküp’te yapıldı! Ve sanki tek başına iktidardan düşen AKP değil de Alman yeşiller partisiydi! Kaldı ki Erdoğan’ın “Ülkemiz için hayırlı olsun” sözlerine de yabancı değildik! Zira Sivas katliamı davasında da aynı sözleri söylemiş, dava zaman aşımına uğrayınca “Ülkemiz için hayırlı olsun” demişti!

Bir de bu seçimlerin kaybedenler açısından diğer seçimlere nazaran çok daha farklı yönleri var! Tamam, yüzdeye ve matematiğe vurduğumuzda kim ne kadar oy aldı belli olabiliyor ama kaybedenin sadece bir partiden ibaret olduğunu söylemekte zor! AKP tek başına iktidar olmayı kaybetti bu bir! Davutoğlu %52 oy ile emanet aldığı AKP’’yi %40’a düşürdü ve kendisi de kaybetti bu iki! En önemlisi tarafsız olması gerekirken taraflı davranan ve “Başkanlıkta başkanlık” diye feryat eden Cumhurbaşkanı Erdoğan’da kaybetti bu üç!

Haa bu durum dört beş altı diye sıralanmaz mı? Sıralanır elbette! Hatta yüze kadar çıkabilir bu sayı! Ayakkabı kutusunda para saklayanlar kaybetti! Milletin “…” diyenler kaybetti! Hortumcular kaybetti! Yatak odalarında para sayma makinesi bulunduranlar kaybetti! Din istismarcıları kaybetti! Milletin diniyle diliyle uğraşarak mezhepçilik yapanlar kaybetti! Cemevleri cümbüş evidir diyenler kaybetti! En önemlisi “Sıfırladın mı oğlum” sorusuna “Bir miktar kaldı babacım” diyenler kaybetti!