Türkiye'den Yunanistan'a göç etmeye çalışan engelli trans aktivist, sınırı geçtikten sonra Yunan askerleri tarafından Türk askerlerine teslim edildi. Türk askerleri tarafından darp edilen ve tecavüze uğrayan engelli trans aktivist, aralarında Arap, Kürt ve Suriyelilerin olduğu 20 kişiyle birlikte darp edildikten sonra bir bota bindirilerek Türkiye'ye gönderildiklerini, Meriç'in ortasında botun batırılmak istendiğini anlattı. 

YUNAN ASKERLERİ, TÜRK ASKERLERİNE TESLİM ETTİ

ETHA'dan Pınar Gayıp'ın haberine göre, Meriç Nehri'ne öğlen saatlerinde varan trans aktivist Yunan sınırına geçtikten sonra Atina'da yaşayan arkadaşının yanına ulaşabilmek için onun yönlendirmesiyle uzun bir yol yürüdüğünü belirtti. Trans aktivist, "Yürümeye devam ederken yanımdan bir askeri cip geçti. On saniye sonra geri geldi ve önümü kesti. İki Yunan askeriydi. Onlara Türkiye'den geldiğimi, engelli ve LGBTİ+ olduğumu söyledim. Kimliğimi istediler ve araçtan indiler, telefonuma el koydular. Araç yanıma yaklaşırken arkadaşıma mesaj atmıştım, bana karakola götüreceklerini söylemişti. Telefonuma el koyduktan sonra birini aradılar ve beklettiler. Yarım saate yakın bekledim, o sırada su istedim vermediler. Daha sonra içinde tek kişinin olduğu bir askeri cip geldi; telefonumu ve kimliğimi ona verdiler ve gittiler. 20 dakika sonra beyaz bir panelvan araç geldi, kapısında asma kilit vardı. Hava alabilecek ufak bir zerre dahi yoktu. Birinin üniforması açık kahverengi, diğerinin ise koyu yeşildi. Araca bindirdiler beni, bir kişi daha vardı araçta Türkiye'den Kürt bir arkadaş. Bizi çok uzak bir yere götürdüler, aracın içinde neredeyse havasızlıktan ölüyorduk. Bizi konteynırlar ve kötü kulübelerin olduğu bir yere getirdiler. Ama asla karakol değildi" dedi. 

YEMEK VE SU VERİLMEDİ

Bulundukları yerdeki tıbbi maskeli sivil kıyafetli kişiler olduğunu, bu kişilerin, engelli bir LGBTİ+ olduğunu anlattığında kendisine kahkaha atarak güldüğünü, aç olduğunu söylemesine rağmen yemek verilmediğini anlattı ve şöyle devam etti: "Arkadaşıma canlı konum yollamıştım, avukat ya da yetkili kişilerin gelmesini bekledim. Bu sırada Türkiye'den gelen Kürt arkadaşla aynı tır dorsesine koydular. Yatacak hiçbir şey yoktu. Mide bulantısı, ağızda kuruluk ve aseton kokusu, idrar ketoasidozum yaşadım. Diyabetik ketosidoza girdim. Kapı açıldı. Beni zorla dorseden indirdiler ve arka tarafa doğru sürüklediler.

TECAVÜZ, DARP, ÖLDÜRMEYE TEŞEBBÜS

Yüzleri maskeli kişiler beni soymaya ve tokatlamaya, taciz etmeye başladı. Tecavüz edeceklerini anlamıştım, direndim, vücudumda izleri hala duruyor. Tecavüz ettiler. Bayılmışım, gözümü açtığımda kapattıkları yerdeydim. Sabah, ikisi Arap, biri Kürt üç kadın getirdiler. Yaklaşık 20 kişi hepimizi bir araca bindirdiler. Bir yere götürdüler ve orada erkekleri sopalarla dövdüle. Daha sonra hepimizi küçük bir bota bindirdiler. Meriç'in ortasına geldiğimizde botu devirmeye çalıştılar. Can kaybı yaşanmadı. Türkiye'ye geri gönderildik."